çanakkale dışta bağımsızlığın, içte ise birlik ve beraberliğimizin çimentosudur

 

Çanakkale Destanı, milletimiz için bir varlık ve yokluk savaşıdır, imkânsız gibi görülenin başarıldığı bir destır. Kurtuluş Savaşı’nın önsözü, sömürge halinde yaşamak zunda kalan Müslümanları özgürlüğe götüren ayaklanmaların başlangıcı olmuştur. Çarlık Rusya’sını yıkıma götüren, Dönemin Fransa başbakanın deyişiyle; "Türkler boğazı kapamakla savaşın iki yıl uzamasına ve müttefiklerin milyonlara varan insan gücü ve yüzlerce milyarlık maddi kayba uğramasına sebep olmuşlardır.”

Ancak Çanakkale Zaferi’nin bedeli milletimiz için de çok ağır olmuştur. Bu savaşın sebep olduğu ekonomik yıkımın yanında, en verimli çağınca 250 bin insanımızdan, yüz binden fazla öğretmen, mülkiyeli, tıbbiyeli- yetişmiş aydınımızdan da yoksun bırakmış, bu yetişmiş insan gücünün eksikliği Cumhuriyetin kurulduğu dönemde can yakıcı bir şekilde hissedilmiştir. Yani Çanakkale Savaşları Türk milletinin gençliğini yemiş bitirmiştir.

Dün; Çanakkale Destanı, Kurtuluş Savaşı’nın önsözüydü. Sonra Çanakkale ruhu, Kurtuluş Savaşı azmi ve kararlığıyla bütünleşerek sömürülen üçüncü dünya ülkeleri için bağımsızlık modeli oldu. Bugün ise dünya barışı adına sözün bittiği yer Gazze ve Kudüs Çanakkale’dir; Bağdat ve Kabil Çanakkale’dir; Suriye ve Arakan Çanakkale'dir. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda nasıl dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar Türkiye’ye yardım elini uzattıysa bugün yardım etme görevi ve nöbeti bizlerdedir. “Çanakkale Geçilmez” diyerek destan yazan milletimiz aynı ruhla Bağdat’a, Kudüs’e , Gazze’ye, Arakanlı Müslümanlara, Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkarak yeni destanlar yazmalıdır.

Çanakkale dışta bağımsızlığın sembolü iken içerde milletimizi birbirine bağlayan çimentodur. Anadolu insanının bin yıllık kardeşliği Çanakkale ruhu etrafında güçlenerek devam etmektedir, etmelidir. Çanakkale’de var olan ruhu günümüze yeni bir anlayışla taşımalıyız. Günümüz emperyalizminin silahları ekonomi, diploması, teknoloji, kültür ve toplumsal hareketler olmuştur. Bizler de aynı araçları çok daha iyi kullanarak gelişim, değişim ve dönüşüm süreçlerini hızlırarak güçlü bir ülke olmalıyız. Türkiye bölgesel liderlik konusunda tereddütsüz en önde yer almaktadır. Ancak bu yeterli değildir. Türkiye’nin yeni vizyonu dünya ekonomileri içinde ilk 10’a girmek ve küresel gücün tağı olmaktır. İşte o zaman Çanakkale ruhu dünya ölçeğinde zirveye ulaşmış; mazlum ve mağdurların sesi olmanın yanında yeni mağdur ve mazlumların oluşmamasının garantörü ve güvencesi olacaktır.

Bu duygularla 18 Mart Şehitler Günü’nde; vatanımızı kuma bilincini yeniden kuşanırken şehitlik mertebesine ulaşan bütün aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliy, mekânları cennet, ruhları şad olsun diyuz.

  • PAYLAŞ :