Dr.Aksu:Ebelerimiz Ne Yazık ki Hala Hak Ettikleri Değeri Görememektedir

 

"Ebelerin hala hak ettikleri toplumsal yeri ve değeri görememektedirler" dedi.

Dr. Ahmet Aksu Ebeler Haftası dolayısıyla yaptığı basın açıklamasının tam metni;

"Tarihin en eski mesleklerinden biri olan ebelik mesleğinin mensubu ebeler ne yazık ki, hala hak ettikleri toplumsal yeri ve değeri görememektedirler. Özellikle ülkemizde ebeler; yardımcı sağlık personeli olarak nitelenmekte ve hekimin yardımcısı ve yönetiminde olan, doğum yaptıran, gebe, loğusa ve yeni doğana bakım veren ve yardım eden, eğitim düzeyinin yüksek olmasının gerek olmadığı düşünülen meslek sahibi kadınlar olarak görülmektedirler. 
Oysa bir işin meslek sayılabilmesi için gereken en önemli özellik, insanlığın daha iyiye doğru gitmesinde toplumsal içerikli ve belirgin bir görev yüklenmesidir. Yaşam sürecinde gebelik, doğum, emzirme gibi sağlık açısından son derece önemli deneyimler geçiren kadınların sağlığı, toplum sağlığının en önemli boyutunu oluşturmaktadır. Annenin sağlığı, çocuğun sağlığını ve dolayısıyla ailenin sağlığını doğrudan etkileyen bir faktördür. Bu nedenle, gebeliğin ve anneliğin güvence altında olması, bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinin en az risk altında, hastalık ve sakatlıklardan uzak olarak geçirilmesi gerekmektedir. Bu anlamda ebelik, toplumun en temel gereksinimi için yaşamsal bir hizmet vermektedir. 
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNİCEF, Ana-Çocuk Sağlığı ve Temel Sağlık Hizmetlerinin başarı ile yürütülmesinde özellikle ?ebelik mesleğinin güçlendirilmesi? üzerinde önemle ve ısrarla durmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü , Avrupa Bölgesi, ?21.Yüzyılda Herkes İçin Sağlık Hedefleri?inde yer alan ?Yaşama Sağlıklı Başlanması Hedefi? ebelik mesleğinin aile ve toplum için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha açığa çıkarmıştır. 
Türkiye?de özellikle 1. basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda ve geliştirilmesinde büyük bir fedakarlık ve özveri ile görevlerini yapmaya çalışan ebelerin pek çok sorunu bulunmaktadır. 1928 yılında çıkarılan 1219 Sayılı Yasa?de ebelerin görev ve sorumlulukları, yetki sınırları belirlenmemiş, o tarihten itibaren de bu duruma yeni bir düzenleme getirilmemiştir. Görev tanımlarının yapılmaması nedeniyle ebeler görev ve yetki sınırları dışında çalıştırılmakta, onların yerine ise hemşire ve acil tıp teknisyenleri görev yapmaktadırlar. Konuyla ilgili yapılan araştırmalarda ebeler?in neredeyse tamamı 1928 yılında çıkarılan 1219 Sayılı Yasa?nın yeniden revize edilmesini talep etmektedirler. 
Ebelerin bir diğer sorunu ise eğitim seviyeleri ve vekil ebe uygulamasıdır. Tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ebelerin eğitim seviyeleri lisans seviyesinde olması gerektiği yasalarla güvence altına alınmıştır. Türkiye?de ebelik eğitiminin 1997-98 yıllarından itibaren lisans seviyesine çıkarılmış olmakla birlikte, lisans mezunu ebeler iş bulmakta sorunlar yaşamaktadırlar. Özellikle kırsal alanlarda ebe ihtiyacı bulunurken lisans mezunu ebelerin buralara atanmasında kadro tahsisi ve mevzuat yönünden engeller bulunmaktadır. Bu olumsuzluğun giderilmesi gerekirken anlaşılamaz bir şekilde vekil ebe uygulaması getirilmiştir ki bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Vekil ebe uygulaması yerine ebelerin kadroya geçirilmesi veya sözleşmeli kapsamına alınması sağlık hizmetlerinin sunumunda yaşanana sıkıntıları azaltacaktır. 
Mevcut yasadan kaynaklanan bir başka sıkıntı ise ebelerin yönetim birimlerinde görevlendirilememeleridir. Ebelerde uzmanlaşmaya imkan tanınmalıdır. Ebeler mevcut yasada sağlık okulu mezunu olarak görüldükleri için yönetim birimlerinde görevlendirilememektedir. Başhemşirelik kadrolarına da ebeler atanmadığı için ebeler, Anayasa?nın eşitlik ilkesine ters düşen bir uygulama ile mağdur edilmektedirler. Ebelerin de hastanelerde başhemşirelik görevi alabilmelerinin önündeki engel kaldırılmalıdır. 
Gelişmiş ülkelerin pek çoğunda ve AB ülkelerinde ebeler, obstetrik ultrason ile gebelik takibi yapmakta, belli ilaçları (uterotonikler, antibiyotikler vs..) reçete edebilmektedir. Ancak ülkemizde yürürlükte olan 1219 Sayılı Yasa, ebelerin bu işlevlerine izin vermemekte ve ebelik rollerinin kısıtlanmasına neden olmaktadır. 
Yapılan araştırmalarda (Başta Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve diğer üniversitelerimiz olmak üzere) Türkiye?deki sağlık sisteminin en önemli sorunlarının ne olduğu sorusuna sağlık çalışanlarının yüzde 76.6?sı personelin ücret ve özlük haklarındaki yetersizliği göstermiştir. Araştırmaya katılan ebelerin yüzde 70?i mali bütçeden sağlığa ayrılan payın arttırılmasını talep etmektedirler. Çünkü; ağırlıklı olarak I. basamak sağlık kuruluşlarında ev ev dolaşarak çalışılmasına, doğumevleri ve hastanelerde yoğun çalışma saatlerine rağmen ebelerimizin ekonomik düzeyleri de son derece düşüktür ve döner sermaye uygulamalarından hak ettikleri payı alamamaktadırlar. 
Sağlık-Sen?in yaptığı araştırmaya göre de Büyükşehirlerde görev yapan ebelerin sorun ve şikayetlerdi; aldıkları ücret, personel (Ebe) yetersizliği ve hastane enfeksiyonları ilk sıralarda yer almıştır. İlçe ve köylerde görev yapan ebelerin ise en fazla şikayet ettikleri konuların arasında; lojman eksikliği, lojmanların fiziki yapısı ve mesai saatlerinin belli olmaması ile sosyal hayatta dışlanma gibi konular yer almaktadır. Özellikle köy ve beldelerde görev yapan ebelerin mesai saatleri ve izin konusunda sorunları bulunmaktadır. 
SAĞLIK-SEN OLARAK ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ
Tüm bu sorunları ortaya koyduktan sonra aslında çözümün önemli bir aşamasının 1928 yılında çıkarılan 1219 Sayılı Yasa?nın değiştirilmesi ve günümüz şartlarına uygun bir hale getirilmesinin olacağı gerçeğidir. Yukarıda da belirtildiği üzere yapılan araştırma ve değerlendirme raporlarının da bu doğrultuda olduğu gerçeği göz önüne alındığında ivedilikle ebelerin görev ve sorumlulukları ile yetki sınırlarının çizildiği yeni bir yasanın hazırlanması önem arz etmektedir. 
Yasa değişikliğinden sonra sırasıyla yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz;

1. Yine sağlık hizmetlerin ?vekil? çalışanlara teslim edilmeyecek kadar önemli bir alandır. Bu anlamda vekil ebe uygulamasına derhal son verilmeli ve sağlık hizmetleri kadrolu sağlık çalışanları eliyle sunulmalıdır. 
2. Ebelerin acilen mali ekonomik ve sosyal haklarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Performansa dayalı ve adil olmayan döner sermaye uygulamasının biran önce uygulamadan kaldırılması yerine tüm sağlık çalışanlarını kucaklayıcı, herkesin hakkının adil bir şekilde dağıtılmasına olanak sağlayan bir sistemin getirilmesi gerekmektedir. Bu anlamda döner sermaye gelirlerinden ebelerin gerekli düzenlemeler yapılarak daha fazla faydalanmaları sağlanmalıdır. 
3. Sürekli gündeme getirdiğimiz gibi halkın sağlık ve sağlık çalışanlarına ilişkin bilgilendirilmesi ve eğitilmesi çok önemli bir konudur. Bu bağlamda özellikle toplum arasında yaygın olarak kabul gören bazı yanlış anlaşılmaların düzeltilmesi için halkın eğitilmesi gerekmektedir. 
4. Türkiye?de yaklaşık olarak 2 bin kişiye bir ebe düştüğü gerçeği göz önünde bulundurulursa en az 10 bin ebe istihdamı gerekmektedir. 
5. Ebelerde uzmanlığa (Başebe, Uzman ebe, ebe) imkan tanınmalıdır.
6. Özellikle köylerde görev yapan ebelerin lojman sorunlarının çözülmesi ve yeni lojmanların yapılması
7. Yine köylerde hizmet veren ebelerin izin, mesai sorunlarının çözülmesi ve malzeme eksikliklerini giderilmesi
8. Tüm ebelerin 2 yılda bir hizmet içi eğitimden geçirilmesi ve sürekli bir yayın organının bastırılarak kendilerine gönderilmesi gerekir. Ayrıca Bakanlık Merkezinde ebelerin sorunlarıyla ilgili bir birimin oluşturulması ve sorunların bu birim aracılığıyla çözüme kavuşturulması elzemdir. 
9. Tüm ebelerin lisans tamamlama programlarına katılmalarında kolaylık sağlanması (izin, mesai, basın-yayın vb.) gerekir. 
10. Başta ebeler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına fiili hizmet zammı verilmelidir. Özellikle köy ve beldelerde hizmet veren ebelere mutlaka fiili hizmet zammı verilmesi gerekir.

Bütün bu olumsuz koşullarda görevlerini büyük bir sorumluluk bilinci ve şevkle yapan tüm ebelerimize teşekkür eder ve Ebeler Haftasını kutlarım.
 

  • PAYLAŞ :